Türk müziğinde gidenin yeri boş-Yenişafak/Harun Karaburç-20 Mart 2018
Türk müziğinde gidenin yeri boş
1924-25 yıllarında yedi sayı yayınlandıktan sonra Türk müziğinin yasaklanmasıyla rafa kaldırılan Darülelhan Mecmuası Gönül Paçacı Tunçay öncülüğünde 92 yıl sonra yeniden okurla buluşmaya devam ediyor. Türk müziği üzerine yayınlanan eserlerin ve süreli mecmuaların çok az olduğunu söyleyen Tunçay "Türk müziğinde gidenin yeri hala boş" dedi.
Osmanlı'nın ilk müzik kurumu Darülelhan bünyesinde yedi sayı yayınlandıktan sonra kapatılan ve 92 sene boyunca kimsenin dönüp bakmadığı Darülelhan Mecmuası'na, Osmanlı Dönemi Müziği Uygulama ve Araştırma Merkezi (OMAR) Müdürü Gönül Paçacı Tunçay sahip çıktı. Derginin 92 yıl sonra gelen sekizinci sayısı geçtiğimiz yıl okurla buluşmuştu. Altı aylık bir periyotla hazırlanan derginin dokuzuncu sayısı da bu ay okurla buluşuyor. Eski formatı korumaya çalışarak genele de hitap eden bir müzik kültürü dergisi hazırladıklarını söyleyen Tunçay, "Gecikerek de olsa Darülelhan'ı çıkarmak en azından bize nasip olduğu için çok mutluyum. Bu bir zihin tazelemesi ve bir ihtiyaç. Osmanlı dönem müziğinin şifahi tarafı daha ağır. Yayın hala çok az ve şunu söyleyebilirim ki Türk müziğinde gidenin yeri hala boş" dedi.
YENİ GÖZLE BAKMALIYIZ
Türk müziğinde yayınların azlığından şikayetçi olan ve bu durumu Türk müziğinin uğradığı yasaklarla açıklayan Tunçay sözlerine şöyle devam etti: "1930'ların başında TRT'de Türk müziği yasağı ve orta öğretimde Türk müziğinin kalkması... Bu sürecin içinde kurumlarda Türk müziği varlığı çok zayıfladı. Türk müziği artık yazmayı, eski bilgilere yeni gözle bakmamızı gerektiren bir alan. Benim şöyle de bir tecrübem oldu. Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrencilerle Musikişinas adında müzikoloji dergisi başlatmıştık. Tabii ki Musikişinas devam edecek, Darülelhan da olması gereken çizgiye giderek yaklaşacak."
TOPLUMU KUCAKLIYOR
Ayağı yere basan, toplumu kucaklayan, müzik merakını bir adım ileri götürmek isteyen entelektüel insanları kavrayacak bir dergi çıkardıklarını belirten Tunçay, son sayının içeriğiyle ilgili şu bilgileri verdi:"Hafız Kemal Batanay'ın Sadettin Arel'e yazdığı nazariyatla ilgili mektubu yayınlıyoruz. İki sayfalık bir mektup ama dolu dolu bir metin. Türk müziğinin bu kadar kısa bir sürede geçirdiği badireyi görüyorsunuz. Erol Üyepazarcı İbnülemin Mahmut Kemal İnan'ın Hoş Sada'sı başlıklı bir yazı kaleme aldı. Kanuni Erol Deran ile geçkiler üzerine bir söyleşi var. Hikmet Toker'in 'Arşivden Musiki Belgeleri' de bu sayımızda."
Necdet Yaşar için özel ek
Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz Tanburi Cemil Bey ekolünün yaşayan son efsanesi tanburi Necdet Yaşar için de özel bir ek hazırlandı. Dokuzuncu sayıyla birlikte verilecek olan bu ekte Süleyman Seyfi Öğün'ün Yaşar'ın icra artistik icra kavramı üzerine kaleme aldığı bir yazı olduğunu belirten Tunçay, akademik çevrede gözlemlediği zihinsel fakirleşmeyi şu sözlerle anlatıyor: "Uzun süre konservatuvarlar kendilerini belli yerlere hapsetmişler. Türk müziği ve Batı müziği diye ayrılmışlar. O zihniyeti kafanızda kırsanız bile kurumlarda bu yapıyı yerleştirmek kolay olmuyor. Dolayısıyla birbirinin yazdığını okumayan nesiller yetişiyor. Okumayınca da yazılmıyor. Bunlar birbirini besleyen zihinsel fakirleşmeler."