Zaman Aktüel

SAMET ALTINTAŞ HABERLER AKTÜEL

17 Kasım 2012, Cumartesi
İstanbul Üniversitesi bünyesinde açılan Osmanlı Dönemi Müziği Uygulama ve Araştırma Merkezi, meyvelerini vermeye başladı. Merkezin Türk Musikisi İcra Heyeti Şefi Gönül Paçacı, bölümün yeniden kurulması ile ilgili olarak “Bu, kendi geçmişimize sahip çıkma hareketi.” diyor.
Kemal Tahir, Türkiye’de Batılılaşmanın ‘Batılaşmak’ olduğunu söyler. Kadim bir geçmişe sahip Türk müziği de 1926 yılında medenî dünyanın seviyesinin gerisinde olduğu gerekçesiyle yasaklanır. Şimdi bu yasaklar geride kaldı. Hatta geçtiğimiz ağustos ayında İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı, Osmanlı Dönem Müziği eğitimi vermeye başladı. Başarılı sanatçı Gönül Paçacı’nın yoğun gayretleri ile faaliyete geçen program, meyvelerini vermeye başladı. İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet ve İ. Ü. Devlet Konservatuarı Müdürü Prof. Dr. Faik Çelik’in de destekleri sonucunda bugün 10 öğrenci ve 15 de Türk Müziği İcra Heyeti sanatçısı çalışmalarını sürdürüyor. Gönül Paçacı, 2–3 Aralık’ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla ‘17. Yüzyıl Müziği Itrî ve Çağdaşları’ adı altında uluslararası bir sempozyum düzenleyip konser vereceklerini söylüyor. Konservatuvarda Osmanlı Dönemi Karşılaştırmalı Müzik Lisans Programı’nın açılması büyük bir heyecana sebep olmuş. Paçacı, rektörlüğe bağlı olarak Osmanlı Dönemi Müziği Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (OMAR) araştırma ve yayın faaliyetlerinin olacağını söylüyor. Ayrıca bestekâr Rauf Yekta Bey’in de envanterini yayınlayacakları müjdesini veriyor.
Bu, geçmişimize sahip çıkma hareketi
Gönül Paçacı, OMAR bünyesinde Türk müziği ile ilgili araştırma ve yayın faaliyetinde bulunacaklarını dile getiriyor ve ekliyor: “Bu, kendi geçmişimize sahip çıkma hareketi.” Bölümde musiki tarihi dersi de veriliyor. Paçacı’ya göre öğrenciler, tarihin içinde kendi alanlarına doğru bakmayı öğrenecekler. Müzik devrimini, ‘geçmişle olan hafızanın değiştirilmesi’ olarak tanımlayan Paçacı, şöyle konuşuyor: “Bütüncül olarak baktığımızda anlayabileceğimiz bir sürece girilmişti. Ama hep söylerim; anlamak onaylamak demek değildir. Haksızlığın giderilmesi gerekiyordu. Çünkü bu kuruma ihtiyaç vardı.”
Gönül Paçacı, kendisine sıklıkla ‘Türk müziğinin bittiği ve yeni eserler üretilmediği yönünde’ soruların geldiğini, kendisinin de şu cevabı verdiğini kaydediyor: “Türk müziğine bir şey olmadı. Oluyorsa bu, müzisyenlere ve topluma oluyor.” Paçacı,bunun sebebini ‘Osmanlı müziği, genlerimizde var’ diyerek açıklıyor. Bu alanın unutulması yönünde telkinlerin olduğu ve bu halin entelektüeller arasında hâlâ aşılamadığını anlatan Paçacı, “Batı müziğini gayet iyi bilen, dünyayı takip eden insanların kendi geçmişleriyle ilgili bilgilerini sorgulayın bakalım ne çıkacak? Itrî’nin yaşadığı dönemin farkında değiller. Orada bir kopukluk ve gri bir bölge var.” ifadelerini kullanıyor. “Geleneğin içinden dönüşerek gelen şiir geleneği var, müzik de böyle olabilir.” diyen Gönül Paçacı, yalnız ölçülerin iyi ayarlanması gerektiğine dikkat çekiyor. Paçacı, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Geçmişe saplanıp kalmanın imitasyon tehlikesi var. Eski eserleri bu dönemde de oluşturmak, üretim sürecinin basamağı olarak anlamlı. Ama bugüne ilişkin bir hassasiyetin oluşması gerekiyor.”


Haberin detayı için tıklayınız